Sıra gecesi veya Sıra geceleri ya da Urfa'da bilinen adıyla Sıra Gezmek , Türkiye'de Şanlıurfa iliyle özdeşleşen halk kültüründe ses, saz ve söz üzerine sohbet yapılan toplantı ve aktüalite meclisidir. Sıra gecesi tam anlamıyla baştan sona musiki, muhabbet ve edebiyat bütünü olarak ele alınabilir. Sıra geceleri ariflerin söze geldiği, çırakların dize geldiği, şiirlerin saza geldiği gecelerdir. Sıra gecelerinin günümüzde en çok bilinen ve tanınan sanatçısı Kazancı Bedih'tir. Sıra kelimesinin kullanılması, gecelerin sırasıyla herkesin evinde yapılmasından kaynaklanmaktadır.
Halkın içinden gelen ve günümüze kadar yaşatılmış bir gelenektir. Sıra geceleri genel olarak erkekler arasında yapılır. Buralara çocuklar küçük yaşlarda götürülerek; cemaat ile oturup, kalkmayı, dinlemeyi ve adab-ı muaşerat öğrenirler. Halk içerisinden çıkan müzisyen ve şarkıcılar bu gecelerde özellikle uzun hava başta olmak üzere yöresel türkü ve şarkılar ile şiirleri seslendirirler. Terbiye veren ve öğreten bir yer olduğu için örneğin, bu gecelerde bir gazelin tek hecesini yanlış okuyan bir sanatçı bir daha utandığından dolayı bu gecelere uzun süre tekrar katılmazdı.
Sıra gecelerinde, ikramın da bir o kadar bol tutulması da gelenek ve göreneklerdendir. Ayrıca bu gruplara diğer sıradakilere haber verilmeden başka misafir çağrılmazdı. Gecelerde saz ve sözün yanı sıra "Fincan saklama" veya "Tolaka" gibi oyunlarda oynanılarak vakit geçirilirdi. Bu nedenlerden dolayı sıra geceleri aynı kültürdeki bu insanlar arasında bir dayanışma alanına da dönüşmüştür.
Sıra geceleri Şanlıurfa'nın tarihinde de önemli bir yer tutmaktadır. İngilizler 24 Mart 1919'da Mondros mütarekesinin 7. maddesi gereğince Urfa'yı işgale başladıklarında ufak grupları bulmak ve dağıtmak için ajanlar kullanıyorlardı. Halkın bir arada bulunmasını istemiyorlardı. Fakat 5 Eylül 1919'da 12 kişi Binbaşı Ali Rıza beyin önderliğinde gözlerden uzak bir yerde düzenlenen sıra gecesinde bir araya gelmişlerdi. Gece yarısı binbaşı Ali Rıza bey ve arkadaşları Müdafa-i Hukuk Urfa şubesini işte bu sıra gecesi esnasında kurmuşlardır. Ve on iki arkadaş Urfayı düşman işgalinden kurtarmak için kuran-ı kerime el basarak yemin etmesiyle birlikte, Urfa için kurtuluş savaşı başlamıştır.
Günümüzde sıra gecelerinin yaşanan dejenerasyon nedeniyle biraz daha yozlaştırıldığı ve günümüz sıra gecelerinde musikinin arka plana atılarak pavyon müziği yapıldığı iddia edilmektedir. Bunların yanı sıra geçmişte sıra gecelerinde çalan ve söyleyen sanatçıların bazılarının para kazanmak için başka illere gittikleri ve o illerde vefat ettikleri belirtilmektedir. Sıra geceleri için Şanlıurfa'dan bazı kişiler patent başvurusunda bulunmuşlar ve aynı Şanlıurfa'ya özgü İsot biberi gibi patent almaya çalışmışlardır.